29 Nisan 2010

2010 FIDE Kadınlar Büyük Ödül Satranç Turnuvası


2010 FIDE Kadınlar Büyük Ödül Satranç Turnuvası, 25 Nisan - 8 Mayıs 2010 tarihinde Bolkar-Kabarday Özerk Cumhuriyetinin Nalçık kentinde yapılıyor. Türkiye'den WIM Betül Cemre Yıldız ülkemizi başarıyla temsil ediyor.

Katılan Oyuncular şöyle:

GM Koneru Humpy 2622 IND
GM Yifan Hou 2570 CHN
GM Kosintseva Tatiana 2524 RUS
GM Cramling Pia 2523 SWE
IM Mkrtchan Lilit 2503 ARM
IM Danielian Elina 2491 ARM
GM Zhao Xue 2490 CHN
GM Dzagnidze Nana 2479 GEO
GM Chen Zhu 2476 QAT
WGM Batkhuyag Munguntuul 2428 MGL
WGM Kovanova Baira 2385 RUS
WIM Yildiz Betul Cemre 2244 TRK

Resmi Site

Sıralama

Satrancın Tarihi

12 Nisan 2010

Batuhan Daştan 13 Yaş altı Avrupa Okullar Şampiyonu oldu..



Selanik'te yapılan Avrupa okullar şampiyonasında, Batuhan Daştan 13 Yaş altı Avrupa Okullar birincisi oldu.. Kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz..

Sonuçlar

Makinalaşmak...




Nâzım Hikmet’in “835 Satır” adlı şiir kitabı 1929 yılında basıldı.

Asım Bezirci diyor ki:
“835 Satır yayımlanınca edebiyatımızda geniş yankılar yaratır; övgü ve yergiler birbirini kovalar. Çünkü alışılagelmiş ölçüleri, görüşleri sarsan, yıkan bir kitaptır bu. (…) N. Hikmet bağlandığı maddeci, gerçekçi görüş kadar fütüristlerin de etkisiyle şairanelikten, kendi deyişiyle ‘tab’ı şairane’den kurtulmak ister. (…) Sözgelişi, yayımlandığında çok yadırganan ‘Makinalaşmak’ şiiri fütürizmin duyarlık anlayışına yaklaşır:

"Trrrum,
trrrum,
trrrum!
Trak tiki tak!

Makinalaşmak
istiyorum!

Beynimden, etimden, iskeletimden
geliyor bu!

Her dinamoyu
altıma almak için
çıldırıyorum

Tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor
damarlarımda kovalıyor
oto-direzinler lokomotifleri..”

Asım Bezirci yazıyor:
“Makinalaşmak şiirinde uygarlaşma, sanayileşme özlemi belirtilir.”
*
1929’da bilgisayar insan yaşamına girmemişti; sanayi, mekanikten elektronik aşamaya geçmemişti; Türkiye, Osmanlı’dan köylü toplumunu miras alalı 6 yıl olmuştu; Anadolu’da proletarya yoktu.

Yaklaşık 70 yıl sonra bugün gazetelerde ilginç bir satranç karşılaşmasının haberini okuyoruz. IBM’in ürettiği 1.4 tonluk “süper bilgisayar” ile boy ölçüşen ünlü şampiyon Garry Kasparov 6 maçlık turnuvanın son maçında, yenilgiye uğradıktan sonra öfkesini yenemeyip:

“- Maç boyunca anlayamadığım şeyler oldu” demiş: “Oyun sırasında bilgisayara müdahale olduğunu sanıyorum. Dürüstçe bir maç yapsaydık, yenerdim.”


IBM Deep Blue

IBM yöneticileri yanıtlamışlar:

“- Hile yapmadık!..”

Dünya kamuoyu, bilgisayarla insan arasındaki maçı ilgiyle izliyor; daha önceki karşılaşmada Kasparov bilgisayarı yenince herkes kendisine bir şişinme payı çıkarmıştı:

- Hıh!.. İnsan makineyi yener!..

Bu kez ne diyeceğiz:

- Makine insanı yendi; ama, unutmayalım ki insanı yenen makineyi insan yapıyor.

Ucuz felsefenin dibi yoktur.
*
IBM dünyanın en ünlü firmalarından biridir; bu oyunda ister bilgisayar yensin, ister Kasparov; kazanan, eninde sonunda şirket oluyor.

Çünkü sağladığı reklam sınırsız…

Peki, şirket ne?..

Şirket kâr amaçlı ortaklıktır. Bugün dünyayı 200 şirket yönetiyor; bunların yaklaşık 170’i beş ülkede toplanıyor; devletleri sollayan bu şirketler, dünya ekonomisinde egemendirler; ama hiçbir sorumlulukları ve kâr amacından gayrı hiçbir tasaları yok…

Çağımız insanını çarmıha geren, bu akıl almaz düzenin buyurganlığıdır…

Demokrasi mi?..

Dünya nüfusu 6 milyara yaklaşıyor; demokrasiyle yönetilen ülkelerin bu toplamda oranı ne?..
Devede kulak!..

İlhan Selçuk
Cumhuriyet Gazetesi
(14 Mayıs 1997 tarihli yazısı)